Dil ve Konuşma Terapisi

İletişim, insanın tüm varlıkları anlamlandırabilmesi, kendi iç dünyasındaki fikirleri diğer canlılara aktarabilmesi, sosyal bir grup meydana getirebilmesi ve yaşamını devam ettirebilmesi için gereklidir. İletişimi oluşturan bileşenlerden herhangi birinde meydana gelen bir noksanlıktan dolayı iletişimin engellenmesi ve bozulması ile ortaya çıkan iletişim bozukluklarını Novo’ da Dil ve Konuşma Terapisi ile aşıyoruz.

Genel olarak bilgi üretme, iletme, algılama süreci olan iletişim, pek çok yerde iki birim arasında birbiriyle ilişkili mesaj alışverişi olarak geçer. İletişim insan hayatının vazgeçilmez unsuru bireyi çevreleyen, varlığını açıklayan, bireyin birey olma gelişiminde temel bir öğedir. İletişim, insanın tüm varlıkları anlamlandırabilmesi, kendi iç dünyasındaki fikirleri diğer canlılara aktarabilmesi, sosyal bir grup meydana getirebilmesi ve yaşamını devam ettirebilmesi için gereklidir. İletişimi oluşturan bileşenlerden herhangi birinde meydana gelen bir noksanlıktan dolayı iletişimin engellenmesi ve bozulmasına iletişim bozukluğu denir.

İletişim bozukluğu şiddet bakımından hafif düzeyden çok ağır düzeye kadar görülen bir durumdur. Gelişimsel olabileceği gibi yaşamın ilerleyen evrelerinde de ortaya çıkabilir. Bireylerde birden çok tipte iletişim bozukluğu bulunabilir. İletişim bozukluğu birincil bir yetersizlik olarak ortaya çıkabileceği gibi, diğer yetersizliklerin sonucu olarak ikincil bir durum olarak da ortaya çıkabilir.

Dil ve konuşma problemi olan bireyler dünyada özür grupları içinde en yüksek orana sahip olan özür grubunu oluşturmaktadır. Dil, konuşma, işitme gibi yetersizlikler sonucu ortaya çıkan iletişim bozuklukları kişinin yaşam kalitesini düşürücü, sosyal yaşamını sınırlayıcı bir etkiye sahiptir.

Dil edinimindeki gecikmeler erken çocuklukta en sık karşılaşılan iletişim yetersizliklerdendir. Gelişimsel yetersizliği olan 3-5 yaş arası çocukların %70’i dil gelişiminde gecikme göstermektedir. Dil edinimindeki bu gecikmeler çocukların eğitim ve sosyal hayatları üzerinde ciddi olumsuz etkiler bırakmaktadır. Bu nedenle önemli derecede iletişim problemi yaşayan çocuklar için terapi programı hazırlamak ve uygulamak büyük bir sorumluluktur.

İletişim problemleri kendi içinde çok farklı çeşit ve derecelerde karşımıza çıkabilmektedir. İletişim problemi yaşayan çocukların bir kısmı için yetersiz çevre şartları, bir kısmı için de entelektüel becerilerin noksanlığı problemin etiyolojik faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunların yanı sıra bir çok farklı faktör (beyin hasarı, otizm, gelişimsel bozukluklar) iletişim probleminin nedenleri arasında yer almaktadır.

  • Konuşma Bozuklukları

Dilin üretiminde yaşanan problemlerle ilgili bozukluklardır.

    • Artikülasyon Bozuklukları:

Artikülasyon, sesin gırtlak üstü düzenekte yer alan organlar yardımıyla konuşma sesleri olarak şekillendirilip üretilmesidir. Eğer kişi ana dilinin bağımsız veya bileşik değişkenlerini doğru ve anlaşılır bir şekilde çıkaramıyorsa artikülasyon bozukluğundan bahsederiz. Artrikülasyon bozukluğu  4 değişik şekilde görülür. 1-Sesin düşürülmesi veya atlanması (hayvan _ ayvan), 2- Sesin değiştirilmesi (arı _ ayı), 3- sesin bozulması (gelir _ gelix), 4- Ses eklenmesi (saat – sahat)

Artikülasyon bozuklukları çok farklı nedenlerle karşımıza çıkabilmektedir. Genel olarak bunlar, konuşmada yer alan organlardaki yapısal bozuklular, işitme engeli, zeka engeli, gelişim etkileri ve yanlış öğrenmedir.

    • Akıcılık Bozuklukları:

Konuşmanın akışında ortaya çıkan bozukluklardır. Akıcılık bozukluklarının nedenlerine yönelik kesin bulgular olmamakla birlikte bu konuda farklı araştırmacılar farklı teoriler öne sürmüştür

Kekemelik: Kekemelik konuşmanın akışını ve pürüzsüzlüğünü bozan bir iletişim bozukluğudur.  Kekemelikte konuşmanın akışı  ses, hece, sözcük tekrarları, ses uzatmaları, hava akımının veya ses teli titreşiminin durması ile sekteye uğrar. Kekemelik dil gelişiminin yoğun olduğu 2-5 yaşları arasında başlamakta, bu gruptaki çocukların %75 inde kekemeliğin  yaklaşık 2 yıl içinde kendiliğinden geçtiği gözlemlenmektedir.

Cluttering: Seslerin akustik özelliklerini bozacak şekilde hızlı konuşma olarak tanımlanmaktadır.

    • Ses Bozuklukları:

Sesin şiddeti, perdesi, kalitesi ile ilgili bozukluklardır. Eğer ses sişddeti, perdesi, kalitesi ve esnekliği bakımından etrafın dikkatini çekecek kadar ve sürekli olarak farklılık  gösterirse konuşmada ses bozukluğu var demektir. Bozuk beden sağlığı, Konuşma mekanizmasındaki bozukluklar, Sinir sistemindeki bozukluklar, İşitme kaybı, İç salgı bezleri (troid) sorunları, Fonksiyonel sebepler-Duygusal bozukluk -Taklit -Ergenlik  ses bozukluklarının ortaya-sesin suistimali- yanlış kullanımı ses bozuklularına neden olan faktörler arasında yer almaktadır.

    • Motor Konuşma Bozuklukları:

Merkezi sinir sistemi ve/veya çevresel sinir sistemi ya da her iki sistem hasarlarına bağlı olarak konuşmanın motor programlama ve nöromusküler üretim sürecinin etkilenmesidir.

Dizartri: Merkezi ve çevresel sinir sistemi hasarlarına bağlı olarak oluşan konuşma bozukluğudur. Konuşma düzeneğindeki kas kontrolünde anormallik, koordinasyon bozukluğu, paralizi ve zayıflık sonucu;  solunum, sesleme, rezonans, sesletim, prosodi etkilenerek konuşma sırasındaki hareketlerin düzensizleştiği nörojenik konuşma bozukluğudur.

Apraksi: Konuşma düzeneği ile ilgili organların herhangi bir kusuru olmamasına rağmen konuşmada  motor planlama ve programlama ile ilgili istemli ve bilinçli hareketlerin yapılamamasından kaynaklanan konuşma güçlüğüdür. Konuşma apraksisi olan çocukların konuşmada yaptıkları hatalar tutarsızdır, bir gün doğru söylenen veya farklı söylenen bir kelime  bir sonraki söyleminde tamamen farklı söylenebilmektedir.

  • Dil Bozuklukları

Normal özelliklere sahip her çocuk etrafında duyduğu dili öğrenebilme yetisine sahiptir. Dil edinimi çalışmaları çocukların dilsel ifade edici özellikleri ne zaman ve nasıl kazandıklarının açıklamasını içerir. Dil edinimi esnasında çocuk etrafında duyduğu dile maruz kalır ve böylece ana dilinin gramer yapısı hakkında farkına varmaksızın bilgi edinir. Bebeğin hayata gözlerini açtığı ilk günden başlayan dil gelişiminin özünü toplumsal bir dil ortamında sesle anlamın buluşması oluşturur. Bununla birlikte dil gelişimi dilin alt bileşenlerinin birbiri içine geçtiği karmaşık gelişimsel dinamik bir süreçte devam eder. Genel olarak  dil bozuklukları  dili anlama, algılama, duygu ve düşünceleri formüle edememekten kaynaklanan dil bozukluklarıdır.

    • İfade Edici Dil Bozukluğu

Kişinin duygu, düşünce ve isteklerini dil sistemine ait sembollerce kodlayamaması ve ifade yoksunluğu ile ilgili dil bozukluğudur.

    • Alıcı Dil Bozukluğu

Kişinin çevreden gelen dil kodlu mesajları anlama, çözme yetisindeki yoksunluktan kaynaklı dil bozukluğudur. Bazı durumlarda sadece biri ile ilgili bir bozukluk söz konusu iken bazı durumlarda ikisi birden bozuk olabilir.

    • Dilin Katmanları ile İlgili Bozukluklar

– Dilin biçim boyutu ile ilgili bozukluklar:

Fonolojik bozukluklar – Dil gelişimi sürecinin en başında bebeğin sese ve özelliklerine tepki vermesi yer alır. Bebek doğar doğmaz seslere yanıt verir ve belli bir süre sonra bebeğin farklı seslere farklı tepkiler verdiği ve zamanla edindiği bu sesleri üretmeye başladığı görülür. Sesbirimlerin edinimlerinin yanı sıra, sesbirimleri sözcük içinde kullanırken çocuklar yaşları ile paralellik gösteren bazı hatalar yaparlar. Bu hatalar tüm dünya çocuklarında evrensel olarak gözlemlenmekle birlikte, çocuğun yaşına, anadiline ve kendi potansiyeline göre bireysel farklılıklar da göstermektedir. Zamanla değişkenlik gösteren bu hatalar çocuğun dil ediniminde birer aşama olarak kabul edilir. Genel olarak fonolojik işlemler olarak adlandırılan bu süreç çocuğun bir anda, edinilmesi ve kullanılması zor olan dili kendince basitleştirme çabasından öte bir şey değildir. Çocukların yapmış olduğu bu fonolojik işlemler diğer bir tabirle hatalar incelendiğinde hataların kendi içinde bir tutarlılık gösterdiği sistematik bir örüntüye sahip olduğu görülmektedir.Dil gelişim sürecinde çocuğun belli bir yaştan sonra bu hataları yapmaması beklenir. Fonolojik bozukluklar  dildeki sesbirimlerin dil kurallarına uygun bir şekilde seçilememesi ve dizilememesi ile ilgili bozuklukları kapsar.

Morfolojik  bozukluklar – Çocukların dil becerileri arttıkça geliştikçe, kazanılan her yeni sözdizimsel ve biçimsel öğe cümlenin uzunluğu ve karmaşıklığını etkiler. Çocuk cümlelerine biçim birimlerin eklenmesiyle çocuk cümleleri yetişkinlerin cümlelerine yaklaşmaktadır. Cümleyi zenginleştiren zaman, şahıs, soru, olumsuz ekleri ve ismin hallerinin her biri bir biçim birimi oluşturmaktadır.  Gelişimsel olarak bakıldığında tüm çocuklar anadillerindeki temel takıları aynı şekilde öğrenmektedirler. Çocuklar önce temel sözcüğü, adım adımda dilin kurallarını ve cümle düzenlerini öğrenmektedirler. Çocuklarda dil kazanım oranı hızlı ya da yavaş olsa da biçim birimler (dil bilgisi) bütün çocukların konuşmalarında genellikle aynı dizide ortaya çıkmaktadır. Morfolojik bozukluklar   dildeki sözcük biçim birimlerinin oluşturulması, ek kullanımı ile ilgili bozuklukları içerir.

Sentaktik bozukluklar – Söz dizimi dilin öğelerinin anlamlı bir ifade oluşturmak için nasıl bir araya geleceğini belirleyen kuralları formüle eder. Türkçe’de özne-nesne-yüklem şeklinde bir sözdizimi düzeni vardır. Dilbilgisi gelişimi sözcük sayısındaki artışla paralel olarak gelişme gösterir. 20-36 ay aralığında çocukların sözcük dağarcığı ve dilbilgisel becerilerindeki artış tümce ve tümcecik oluşumunu olumlu şekilde etkilemektedir. Sentaktik bozukluklar cümle içindeki kelime dizim bilgisi, cümle öğeleri arasındaki ilişkilerle ilgili bozukluklar.

– Dilin içerik boyutu ile ilgili bozukluklar

Semantik bozukluklar – Çocuklar ilk sözcüklerini 1 yaş civarında üretmeye başlarlar. Çocuğun ilk anlamlı sözcüğe ulaşması dil ve düşüncenin buluşması anlamına gelir. İlk sözcük evresi olarak bilinen (1.0-1.6yaş)  bu evrede çocukların anlayabildikleri ve üretebildikleri sözcükler arasında sayısal, niteliksel farklılıklar vardır. Tek sözcük evresinde çocuklar tek bir sözcüğü cümle yerine kullanırken 14-24 ay arası sözcükleri bir araya getirmeye, 24-30 ay arsında telegrafik konuşmaya başlarlar. 2-3 yaş civarında çocukların isimlendirmeye dair artan sorularıyla birlikte çocuklarda isimlendirme patlaması denilen aşırı sözcük artışı dönemi başlar. İngilizcede çocuklar bu dönemde (3 yaş civarı) 500-1000 kelime öğrenmiş olurlar (Fenson ve ark, 1994). 12 aydan itibaren sözcük öğrendiği düşünülen bir çocuğun 1-6 yaş arsında günde ortalama 5-8 sözcüğü öğrendiği ortaya görülür (Maviş, 2007). Semantik bozukluklar kelimelerin tek veya cümle içinde kullanımı ile ilgili bozuklukları içerir.

– Dilin sosyal kullanım boyutu ile ilgili bozukluklar:

Pragmatik bozukluklar – Çocuk tarafından dil öncelikle gereksinimlerine ve isteklerine ulaşmada bir araç olarak kullanılır. Bu gereksinim ve isteklerin toplum içinde diğer insanlarla işbirliği ve iletişim içinde doyurulabilecek olması dilin bu çerçevede öğrenilmesini gerekli kılar, bu da dilin pragmatik tarafını oluşturur. Önce refkleksler sonra sözel olmayan iletişimde prosodi ve jestlerle dilin içine giren pragmatik özellikler sözel iletişimle birlikte hızlı bir şekilde gelişim gösterir. Pragmatik bozukluklar dilin sosyal işlevine uygun bir şekilde kullanılamaması ile ilgili bozukluklar.

    • Afazi 

Beyindeki konuşma alanlarının herhangi bir nedenle hasar görmesi sonucu oluşan dil problemidir. Hasarın olduğu bölgeye göre afazik hastadaki dil özellikleri değişkenlik gösterir ve farklı isimler alır.

Broca afazisi , Wernicke afazisi, Global afazi, Transcortical afazi, Anomik afazi

  • İletişim Bozukluklarının Değerlendirilmesi

Dil sorunu yaşayan çocukların ileriki yaşamlarında karşılaşacakları ciddi zorluklar nedeniyle erken tanı önem kazanmaktadır. Dil gelişiminin özellikle aile ve hekim tarafından bilinçli bir şekilde izlenmesi şüphelenilen durumlarda çocuğun uzman bir kişi tarafından değerlendirilmesi ileride yaşanması muhtemel zorlukları önlemede ilk ve en önemli etkendir. Çocuklarda dil gelişimi değerlendirilirken değerlendirme aracının alıcı ve ifade edici dilin gerek sözcük dağarcığı gerekse söz dizimi açısından anlama, kavrama, kullanma ve çıkarım yapma gibi dilsel yetilerini kapsayacak şekilde olması gerekir.

İletişim bozukluklarının değerlendirmesinde en temel kişi dil ve konuşma bozuklukları uzmanıdır ancak sağlıklı bir değerlendirme sürecinde pek çok kişinin katılımı söz konusudur. Bunlar;

    • Değerlendirme aşamasında bireyin yakın çevresi değerlendirmeyi yapan kişilere bireyin günlük yaşantısı, işlevsel iletişim özellikleri, iletişim gereksinimleri  hakkında önemli bilgiler vermektedir.
    • Temel sağlık hizmetleri ekibi: Özellikle anatomik, fizyolojik, ve nörolojik sorunlara bağlı olarak ortaya çıkan iletişim bozukluklarında sorun olan alanlarda uzmanlaşmış tıp elemanlarının çalışmaları önem kazanmaktadır.
    • Destek sağlık hizmetleri ekibi: Bireyin iletişim bozukluğunun nedenlerinin araştırılması, tedavinin yapılandırılması, iletişim probleminin kişi üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması ve ortadan kaldırılması için uzmanlık alanlarına göre çalışmalar yaparlar. Bu ekipte; Odyoloji uzmanı, Fizyoterapi uzmanı, Psikolog, Özel eğitim uzmanı, Sosyal hizmet uzman ve Dil ve konuşma terapisti yer alır.
  • Değerlendirmede Kullanılan Testler

Konuşma ve dil özelliklerini daha ayrıntılı belirleme amacıyla çeşitli testler kullanılır. Bu testlerin bazı temel özelliklere sahip olması gerekir. Bunların öncelikle geçerlilik güvenilirlik çalışmalarının yapılmış olması, norm referanslı standardize testler olması gerekir. Türkiye’de dil ve konuşma alanında yetişmiş, bu alanda çalışmalar yapan elaman sayısı oldukça kısıtlıdır.  Bunun bir yansıması olarak dil ve konuşma problemi olan çocukların değerlendirmesi için kullanılacak testlerde sınırlı sayıdadır.

Değerlendirmede kullanılan bazı testler;

    • Çocukta sesletim ve sesbilgisi becerisini ölçen Türkçe Sesletim ve Sesbilgisi Testi (SST) (Topbaş, 2003),
    • Sesletim becerilerini ölçen, Ankara Artikülasyon Testi (AAT) (Ege ve ark. 2004),
    • Alıcı dil becerilerini ölçen, Peabody Resim Kelime Testi ,
    • Dil becerilerini ölçen, TELD-3:T,
    • Afazi dil değerlendirme testi (Toğram&Maviş)
  • Dil ve Konuşma Terapisti Kimdir?

Kişinin hayat kalitesinde gözle görülür anlamlı düşüşlere neden olan iletişim bozuklukları, sorunu ilgilendiren sağlık, eğitim ve diğer sosyal sektörlerin multi – disipliner işbirliğini, ekip çalışmasını gerekli kılmaktadır. Bu ekipte yer alması gereken uzmanlık gruplarından biri de dil ve konuşma bozukluklarıdır. Dil ve konuşma terapisti dil ve konuşma bozukluğu olan bireylere değerlendirme- tanılama-sağaltım hizmetleri sunan, bu alanda bilimsel çalışmalar yaparak alana katkıda bulunan kişilere denir.

Randevu Alın!

Randevu taleplerinizi bize iletebilirsiniz.
[contact-form-7 id=”843″]